18 Mart 2012 Pazar

Fantastik Kurgulardaki Irkların Esin Kaynakları

Fantastik kurgular birçok insanda merak uyandırmaktadır. Olağan üstü kahramanlar, büyülü eşyalar ve masalsı diyarlar, okuyanların veya izleyenlerin hayal gücünde gerçeğe dönüyor.

Gerçekte olmayacak şeylerin gerçek gibi anlatılmasına karşı olan ilgi, çok eski zamanlarda başlamıştı. Ruh, peri masalları, devler ve cücelerin olduğu hikâyelerle hayat buldu Fantastik Kurgu. Kimi zaman ise gerçek hayatta olan hikâyelerin uyarlanmasıydı, kimi zaman ise “keşke böyle olsaydı” diye iç geçiren yazarların kalemlerinden dökülen mısralardı.

Ancak her hikayede olduğu gibi Fantastik Kurguda kullanılan canlılar da, bazı kaynaklardan esinlenilerek ortaya çıkmışlardır. Bütün Fantastik yaratıkları tek tek incelememiz mümkün değil elbette, ancak belli başlı birkaçını inceleyerek, Fantastik Kurgu’nun esin kaynaklarının neler olduğuna kısaca göz atalım.

Druid:
Stonehenge’yi korumak için kendilerini adayan Druid’ler, açık alanlarda hayatlarını sürdürdüklerinden dolayı, zamanla "ormanın bekçileri" olarak anlatılmaya ve yazılmaya başlanmıştı. Bitki karışımları yapmaları, yıldızları okumaları ve şifalı ilaçları, onların büyücü olarak görülmesine neden olmuştu. Orman, bitkiler ve hayvanlarla iletişimleri olduğu düşünülmesi de buradan gelmektedir.

Günümüzde hala Stonehenge’nin bekçiliğini yapan bir kısım Druid yaşamaktadır. Ancak eski Druid yaşayışının aksine, Stonehenge’i görmek için gelenlere şov niteliğinde ortaya çıkan bir guruptan ibarettir bunlar.

Vampir :
Druid’lerin dışında son zamanların en çok ilgi gören diğer yaratıkları olan Vampirler de tarihteki olaylardan esinlenilerek ortaya çıkmıştır. Voyvoda III. Vlad Tepeş (namı diğer Kont Drakula) Müslümanlara olan nefretiyle nam salmıştır. Voyvoda düşmanlarını çeşitli işkencelerle öldürmekteydi. Bunların arasında ise en çok kazığa oturtmak vardı. Bu yüzden çoğu yerde Kazıklı Voyvoda olarak da bilinmektedir.

Voyvoda, düşmanlarının kanını içerek ölümsüzlüğe erişeceğini düşünüyordu. Bu nedenle intikamla dolu Voyvoda’nın ölümsüz olduğuna inanılmış ve torunları olan Vampirlerin, kana susamış yaratıklar olarak dilden dile anlatılmasına sebep olmuştur. Gerçekte ise Voyvoda, Müslümanlara yaptıklarından dolayı Osmanlı Padişahı tarafından idam ettirilmiştir. Kimi söylenceye göre Voyvoda ölmemiş ve Vampir olarak yaşamaya devam etmiştir.

Bu konu üzerinden ilk roman, Bram Stoker tarafından 1890’lı yıllarda yazılmıştır ve büyük ilgi görmüştür. 100 yılı aşan bu ilgi günümüzde kendilerini vampir olarak lanse eden gençlerden oluşan locaların oluşmasına bile sebebiyet vermiştir. Bu localarda kan adı verdikleri kırmızı sıvıları içerek bir tür parti tadında toplantılar hala yapılmaktadır.

Paladin :
Kelime anlamı “şövalye” olan Paladin, on ikini akranlar (on iki yiğit olarak da geçer) olarak bilinen, Şarlman (Charlemagne) mahkemesinin önde gelen askerleridir.Müslüman ordularına karşı savaşan, Hıristiyanlığı temsil eden savaş kahramanları olarak ortaya çıkmışlardır. Kurallar ve doğruluk adına savaş vermişlerdir.

Zamanla Paladinler gibi amaçları olan Tapınak Şövalyeleri ve Töton Şövalyeleri ortaya çıkmıştır. Cermen İmparatorluğunda Hıristiyanlık adına savaşan bu Şövalyelerin başarıları ve güçleri onları zamanla efsane haline getirmiştir.

Paladinler doğruluğa olan düşkünlükleri, evlenmemeleri ve Hıristiyanlıkta kutsanarak savaşlara gitmeleri sebebiyle, “İyiliğin Kutsal Savaşçıları” olarak nam salmışlardır. Yazılı edebiyatta zaman zaman kullanılmışlar ve fantastik edebiyatta güçleri daha da arttırılarak anlatılmıştır. Son zamanlarda Zindan ve Ejderha oyununun en gözde karakterleri olarak gözümüze çarpmaktadırlar. Bu oyunda Paladinler,  tarihteki düşünce yapıları ve yaşayışları temel alınarak oluşturulmuştur.

Leprechaunlar İskandinav kültürüne
uygun olarak tasvirlenirler.
Elf :
İngilizcede “cüce cin” anlamına gelmektedir. Normalde orman cinleri, su perileri ve benzeri doğal canlıları belirtmekte kullanılmaktadır. Ancak Tolkien’in getirdiği yeni bakış açısıyla, artık çok daha ilgi çekici bir karaktere sahip olmuşlardır.

Elflerin en bilineni Leprechaun olarak adlandırılan orman cinleridir. Bunlar altın dolu kazanlarını, gök kuşağının bittiği yere saklamalarıyla bilinirler. Elfler birçok kez üçkâğıtçı ve güvenilmez karakterler olarak anlatılmışlardır. Çıkarcı ve eğlenceye düşkündürler. Sihirli yetenekleri sayesinde çok iyi gizlenirler ve görülmeleri, onlar istemediği sürece imkânsızdır.

İlk Elflerin kaynağı İskandinav mitolojisidir. Tabi mit olmalarına sebep veren olaylar tam olarak bilinmemektedir. (Ormandan gelen sesler, görülen halüsinasyonlar buna sebebiyet vermiş olabilir.) Ancak günümüzün en ilgi çekici fantastik yaratıkları oldukları aşikâr.

Dwarf :
İngilizcede “cüce” anlamına gelmektedir. Bodur boylu insanlara verilen addır. En bilindik Dwarf masalı Pamuk Prensestir (“Snow White and the Seven Dwarfs”). Yine İskandinav mitolojisinden türeyen bu ırkın nasıl ortaya çıktığı çok karmaşık değildir aslında. Cüceliğin bir tür lanet olduğunu var sayan halkın anlatımlarıyla mitolojiye yerleşmişlerdir.

Huysuzlukları toplum içerisinde hor görülmelerinden kaynaklanmaktadır. Sirklerde ve diğer insanları eğlendirmek için kullanılmışlardır (ki hala kullanılırlar) ve bu durum onları insan içinde dalga geçilen kişiler haline getirmiştir. Bu yüzden fantastik kurgularda da Dwarflar huysuzdurlar.

Akranları olan Halfinglerden (Tolkien’in anlatımıyla hobbit olarak geçen buçukluklar) farklı olarak yavaş ama güçlüdürler. Kısa boylu insanların da diğerlerinden daha güçlü olduklarını düşünürsek, bu anlatımın da pek yersiz olmayacağını görürsünüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...