1 Mart 2012 Perşembe

Diablo Efsanesi

Diablo İspanyollar için şeytan anlamına gelse de, oyun severlere tek bir şey ifade eder; "Bir level daha atlayayım."

İlk Diablo zindanlarda geçen güzel bir rol yapma oyunuydu belki ama Diablo 2, aradan geçen 12 yıldan sonra bile aynı heyecanla oynanan bir baş yapıttır. Karakter yaratma ekranınız yoktur, skill ağacınız ve statlarınız için saatlerce düşünmezsiniz, NPC'ler ile diyaloglar gerçekleşmez ve hikaye sizi başınızdan almaz. Ama en başta dediğim sebepten dolayı aylarca kendisini oynatır. "Bir level daha atlayayım."

Oyunun hala FRP mi yoksa RPG mi tartışmaları süre dursun, "türünün ne önemi var" diyerek sadece "bul ve yok et" mantığıyla oynanan bir oyundur. Daha iyi bir eşya bulmak için aynı yaratıkları defalarca öldürmek ve yüzlerce saat oynasanız bile hala daha önce görmemiş olabileceğiniz bir eşyayla karşılaşmak, oyunun en ilgi çekici yanıydı sanırım. Çünkü oyunun tam olarak ne zaman biteceğini asla bilmiyorduk. Çünkü tek bir amacımız vardı. "Bir level daha atlayayım."

Diablo'nun en zevkli diğer yanı ise bir gurup arkadaşınızla beraber çoklu oynamaktı. 4-5 kişi farklı karakter bir araya gelip, fantastik bir hikayeyi yazdığınız hissine kapılıyordunuz.
-La bizim Ortaç öldü hacı potral aç.
+Ya demonlarla başım dertte biri yardıma gelsin.
-Merak etme ben yettim gayri (çat diye düşer)
+Reetreaaattt...
Gibi diyaloglar geçer oyun içinde. Ve aranıza katılan yeni oyuncular çöpçü misali yere düşen eşyaları didikler sürekli. Herkes biraz kendi kafasında ama bir o kadar takım işi çıkarır. "Bir level daha atlayayım."

Daha önce de dediğim gibi oyunun en güzel yanı sadeliğiydi. Yere düşen eşyaları gözle aramak yerine ALT tuşuna eliniz yapışmış gibi gezerek "bu işe yaramaz, bu yarar" şeklinde hızlı bir elemeyle gerekli malzemeleri toplayıp aksiyona kaldığı yerden devam edebiliyordunuz. Atladığınız her level ile güçlenen özelliklerinizi bir sonraki ve bir sonraki yaratıkta denemek için sabırsızlanıyordunuz. Bulduğunuz bir eşyayı kullanabilmek için kaç level atlamanız gerektiğini hesaplayıp battal gazi misali onlarca yaratığın arasına tecrübe puanları uğruna dalıyordunuz. Sırf şunun için : "Bir level daha atlayayım."

İlgili herkesin bildiği gibi Diablo 3 yolda. Uzun zamandır çıkması beklenen oyun bu gidişle 2013 yılına oyun severlerle anca buluşacak gibi. Ama şimdiden yayınlanan demosunda bile saatlerce oynadığınız halde yepyeni şeyler bulunabileceğini gösterdikleri için, eminim oyun çıktıktan yine 10 sene kadar sonra bile oynanıyor olacaktır. 90 level barbarların ortalıkta fink atacağı günler yakındır Diablo 3 için. "Bir level daha atlayayım."

Barbar demişken, yeni oyunda isim olarak Barbar dışında diğer karakterler farklı. Necromancer yerine geçmesi için yapılan Witch Doctor'a kıl kaptım demesem yalan olur. Necromancer'ın karizmasını bu dilenci kılıklı herife bırakması içimi burktu. Ama dediğim gibi tipin ne önemi var. Tek önemli olan "Bir level daha atlayayım."

Eski karakterler arasında bir de Decard Cain var üçündü oyunda. Ayak bastığı yeri şeytanların istila ettiği uğursuz herifin tekidir kendisi. Aslında siz şehirlere gidince o sizi takip etmez, onun gittiği şehirler altüst olduğu için, siz oraya gidersiniz. Tek güzel yanı kapalı eşyaları ücretsiz şekilde açmasıdır. Bunun dışında eminim ki Decard'ı öldürünce oyun baştan bitecektir. Ama kim Diablo'nun bitmesini istesin ki? Yeter ki "Bir level daha atlayayım."

Günümüz FRP'leri konusuyla ve grafikleriyle göz boyamak için kendilerini paralarken, Diablo sırf varlığıyla bile milyonlarca hayran elde etmektedir. Eminim Diablo 3 çıktığı gün on milyonlarca satış yapacaktır. Aslında bir an önce çıkmasını ve çıktığında oyunu alıp daha önce hiç demediğim kadar "Bir level daha atlayayım" demek için sabırsızlanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...