29 Şubat 2012 Çarşamba

Arcanum Efsanesi

Teknoloji ve büyünün, RPG oyununda bir arada asla yürümeyeceğine inananlara cevap olarak çıkmıştı Arcanum. İster bir kılıç ustası, ister tüfek kullanan keskin nişancı, ister büyücü, isterseniz usta bir okçu olabilirdiniz. (Okçular benim tabirimle Makineli Tüfek Joe gibiydi. Tüfeğe göre bir avantaj katılması için seri yapılmıştı ama biraz abartılı olmuştu sanki.)

Her ne kadar 20 puan Wisdom kasıp sadece harm büyüsü ile oyunu bitirmeniz mümkün olsa da, çeşitli karakterleri tatmak için tekrar ve tekrar oynanası bir oyundu. Irkların, hatta sınıfların birbirleriyle ilişkisi çok ilgi çekiciydi. (Bir tekno olarak büyü dükkanına girdiğimde sizi dövmediği kalan büyülü eşya satıcılarını görünce baya gülmüştüm açıkçası.)

Oyunun bir diğer güzel yanı gerçekçiliğiydi. Sizi Arcanum dünyasına resmen alıyordu. Oyundaki şehirlerin sokaklarında gezerken gerçekten yorulduğumu bilirim. Özellikle oynayanlar Tarant'daki içinde koyun olan malum evi iyi hatırlar. Evdeki hizmetlerin hepsinden bir tadım alıp Fatigue'yi eksilere düşürdüğüm günler oldu o mekanda.

Karakter ekranının detayı zaten anlatılamaz. Sırf saatlerinizi bu ekranda ne yapsam diye geçirdiğiniz olur. Zekanızı bire düşürüp "hebele hübele" diye konuşan geri zekalı bir ogre'yle oynarken, ona biraz akıl verince "sizinle konuşmak benim için bir zevkti" diye konuşmasının gittikçe düzelmesi gibi ayrıntıların ortaya çıkmasına hayran bırakmıştır. Teknoloji ve büyüyü bir arada kullanan bir karakter yapmanın yanı sıra bilinen RPG sınıflarını da eksiksiz şekilde desteklemesi, oyun içindeki aldığınız hazzı son noktalarına taşımaktaydı.

Ama en zevkli oyun süreçleri tekno ile oynayıp, icatlar yapabilmek için bulduğunuz her çöp kutusuna kafanızı sokmaktan geçiyordu. (Rag bulup da molotov kokteyli yapmak için sıçana evrimleşecektim az kalsın.) Yüzüğünü kanalizasyona düşüren adama yardım edim derken bir başka yerde milletin cebini kurcalamak zorunda kaldığınız bir dünyada yaşam mücadelesi veriyordunuz. Ve yine iyi ve kötü olmak arasında kararlar vermek zorunda kaldığınız oluyordu.

Arcanum gibi bir oyunun devamının yapılmamış olması büyük kayıp aslında. Ama teknoloji ve büyünün hayranları olduğu sürece, bu iki unsurun sentezleneceği birçok oyunun çıkacağı aşikar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...