1 Haziran 2012 Cuma

İstila

“Neredeler?” diye sordu.

“Bilmiyorum.” dedim. “Nerede olduklarını bilmiyorum”

Günlerdir bu sorularla işkence görüyordum. Vücudumun iletkenliği ölçülürcesine elektrik veriyorlardı. Ama gerçekten bilmiyordum.

İlk denek bendim. Dünya üzerindeki iş gücünü dolduracak, asla yorulmayan, her emri yerine getiren klonların ilk örnekleri benim genlerimden alınmıştı. Güzel amaçlar ile yola çıkmıştık. İnsanlar çalışmayacaktı. Her şey onlara hizmet eden klonlar tarafından yapılacaktı.

Ama işler ters gitti. Klonların genetik şifreleri istenildiği gibi değiştirilememişti. Kendi iradeleri vardı ve her canlı gibi yaşama içgüdüsüyle tesisi ele geçirdiler.

Kendi yüzümün sinirli ifadesinin bu kadar korkunç olabileceğini hiç tahmin etmezdim. Kendime işkence eden onlarca “ben” vardı etrafta. Ve istedikleri tek şey, klonlama bilgilerinin saklandığı belleğin nerede olduğuydu. Kendilerine bir ordu kurmak için onlara ihtiyaçları vardı.

Halbuki klonlama işlemini yapan bilim adamları, bilgiler ile kaçarken hepimizi tesise hapsetmişlerdi. Nerede olduklarını bilmiyordum. Buradan nasıl çıkılacağını da.

Yüzüme çöken gölgem sert bakışlarıyla tekrar sordu.

“Neredeler?”

“Bilmiyorum.”

En son kapıları üzerimize kapatırlarken, diğerleriyle birlikte kendimi görmüştüm. Hatırladıklarım, gördüğüm işkencelerin halüsinasyonları mıydı emin değilim. Ama artık emin olduğum tek şey vardı.

“Kim olduğumu bilmiyorum.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...