Irklar:
Alf : Beyaz Alflar doğanın anlaşılamaz gücünü simgeliyorlardı. Onlar tanrıların istekleri dışında doğmuşlardı. Beyaz Alfların diğer yüzü siyah Alflar dokuz alemlerden Svartalfaheim isimli alemde yaşarlardı. Siyah Alflar Dev Ymir’in ölü cesedinden beslenmiştir. Bu yüzdende içleri ölüm ve karanlıkla dolmuştu. Bütün bu yaratılan canlıların ve hatta tanrıların arasındaki en mistikleridir. Tanrılardan ve devlerden korktukları için taşların içlerine saklanmış ve bu taşların kara renklerini almışlardı.
Cüceler:
Odin’in onlara Midgard’da verdiği görevi kabul etmiş, karanlıkların ve dağların içlerine çekilmişlerdi. Burada madenleri keşfetmişler ve kendilerine buradaki madenlerin en değerlilerinden hazineler yaratmışlardı. Bu hazineleri ne insanlarla ne tanrılarla nede devlerle paylaşmak istiyorlardı. Oldukça aç gözlü idiler. Ancak bu açgözlü olmaları onlara çalışma ahlakını getirdi. Evrendeki en çalışkan ve üretici ırk haline gelmişlerdi. Dağların altından çıkan maden cevherlerini işlemeyi kendi kendilerine öğrenmişlerdi. Cücelerde kara alflar gibi Svartalfaheim de yaşarlardı. Çok nadiren ormanlara yerleşirler ve insanlarla hemen hemen hiç iletişim kurmazlardı. Işıktan nefret ederlerdi. Onlar için ışık tanrıların yarattığı korkunç bir lanetti.
Devler:
Birçok kültürün mitolojisinde yer alır. Örneğin; Yunanistan mitolojisindeki Titanlar, Cyclopslar, İskandinav mitolojisindeki Dağ devleri, Ateş devleri, Buz devleri ve benzerleri gibi...Genellikle insan görünümünde fakat anormal büyüklükte ve çok kuvvetli tasvir edilmiştir. Kadın veya erkek olabilir. Farklı bölgelerin mitolojilerinde kökenlerine dair farklı inanışlar vardır. Örneğin Hint-Avrupa mitolojilerinin çoğunda kaos ile ilişkilendirilmiş lanetli bir ırktır ve yabani bir doğası vardır. Çoğunlukla tanrılarla arasında düşmanlık vardır.
Troller:
korkunç gözüken bir mitsel insanımsı yaratıktır. İngiliz peri masallarındaki Ogreler benzeri şeytani devlerden, dağlarda yaşayan dağa insanları kaçıran vahşi ve daha insan benzeri yaratıklara kadar birçok farklı şekilde tasvir edilmişlerdir.
Yerler:
Asgard:İskandinav mitolojisinde Tanrıların yaşadıkları yerin adıdır. Yunan mitolojisindeki Olympus Dağı’dır. Cennetin olduğu yerdir ve sadece gökkuşağı köprüsünden geçilerek ulaşılabilir. Köprünün adı Bifrost olarak bilinir. Buradaki saray ve evlerin çoğu altın ve gümüşten yapılmıştır. En ünlüsü Odin’in sarayı Valhalla’ dır. İskandinav mitolojisi devler ve şeytanların tanrılara karşı açtığı son savaş Ragnarok (tanrıların alaca karanlığı)’da Asgard’ın yerle bir edildiğini anlatır.
Ginnungagap: Dokuz Diyar yaratılmadan önceki büyük, belirsiz boşluk. Kendisinden 9 diyar oluşmuştur. Bunlar:
Aasgard (Tanrıların Diyarı)
Alflheim (Işık Elflerinin Diyarı)
Svartalheim (Kara Elflerinin, Trollerin, Ogrelerin Diyarı)
Muspelheim (Kavurucu Alevlerin Diyarı)
Midgard (İnsanların Yaşadığı Diyar. Tolkien tarafından orta dünya olarak irdelenmiştir)
Niflheim (Sisler ve Buzların Diyarı)
Vanheim (Vanir'in Yaşadığı Diyar)
Jotunheim (Devler Diyarı)
Hel (Helheim da denir) (Ölüler Diyarı)
Midgard: Ölümlülerin yaşadığı yere verilen isimdir. Eski Nors dilinde özgün adı Miðgarðr idi. Çoğu İskandinav dillerinde (ve yakın bölgelerde konuşan farklı dil ve diyalektlerde) benzeşen farklı isimlerle anılmıştır: Midgård ve Mittilagart gibi. Germanik kökenleri araştırıldığında ve Orta İngilizce'de Middellærd veya Middel-erde isimleriyle anıldığı göz önünde tutulursa, etimolojik anlamının "orta-dünya" olduğu söylenebilir. Kimsenin geçemeyeceği bir okyanus (veyahut su, deniz) ile çevrelenmiş olarak, Yggdrasil'in ortasında bir yerlerde olarak betimlenir. Midgard'ı çevrelen okyanusta Jormungand isimli büyük deniz canavarının yaşadığına inanılırdı.
Niflheim: İskandinav mitinde yeraltı, soğuk ve ölümün yeri olarak geçer. Dokuz dünyadaki ölüm takipçisi Hel tarafından yönetilir.
Valhalla:
Asgard’ın 12 krallığından biridir ve Ragnarok savaşına kadar tanrılara ev sahipliği yapmıştır. Bundan sonra tanrılar Odin’le birlikte devlere karşı savaş yapabilmek için yola çıkmışlardır. Kahramanlar zorlu bir mücadelenin ardından öldüklerinde Valhalla’ya getirilirler. Savaş meydanlarında ölenleri taşıma işi Valkyry’lere düşer. Bu savaşçı kadınlar Odin’in hizmetkarlarıdır ancak asıl görevleri savaşlara gözetmenlik yapmak ve kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermektir.
Valhalla’da yapılan ziyafet sofralarının en başında her iki omzundaki kuzgunuyla Odin oturur. Kuzgunlardan biri Huginn (düşünce) ve diğeri Muninn’dir (hafıza). İkisi de dünyadan Odin’e mesaj getirirlerdi.
Tabirler:
Einherjar:İskandinav mitolojisinde cesur becerikli askerlerin ruhlarına verilen isimdi. Einherjarlar Einherjar tepesi denilen bir yerden doğar. Loki kahraman savaşçıların ruhlarını Einherjar tepesine bırakır. Einherjar tepesinin özel gücü sayesinde Einherjar olurlar.
Einherjar’ın fiziksel özellikleri: Kafası koç biçiminde vücudu da aynen bir koyunun insanlaşmış hali gibi üzerinde metal bir zırhı vardır.Elinde deniz kabuğu gibi bir boru vardır. Bu boruyu her çaldığında diğer Einherjarlardan yardım ister.
Ragnarok:
Dünyanın yok oluşudur. Tanrılar ve devler arasında çıkan bu büyük savaşta herkes birbirini acımasızca katleder. İzlanda Eddalarına göre devler hain tanrı Loki tarafından yönetilecek ve tanrıların evine yani Asgard’a saldıracaklardır. Devlerin gelişlerini Heimdall borazanıyla bir şarkı çalarak herkese haber verecektir. Bu yok oluştan sonra yeni bir dünya oluşacak ve hayat yeniden başlayacaktır.
Yggdrasill: (kader ağacı)
Snorri diğer versiyonlarda kader ağacı Yggdrasil’in nasıl dünyanın merkezinden filizlenip büyüdüğünü anlatır. Ağacın altındaki dişi olarak tarif edilen kader kuyusunda insan yaşamının yönü tayin edilir. Bir diğer versiyonda tanrılar meclisi ağacın etrafında toplanır. Ağaç iki kökten destek almaktadır; köklerden biri yeraltı dünyasına uzanır (Hel) diğeri buz devlerinin dünyasına ve sonuncusu insan varlıklarının dünyasına Tüm dünyanın refahı Yggdrasil adlı bu ilkel ağaçla ilişkilidir. Yggdrasil kutsal ağaç İskandinav mitolojisinin ana çizgisi hatta bu mitolojide hayatı ve yaşamı temsil eden yegane semboldür. Yaprakları ve dalları görünmez bir biçimde tüm gökyüzünü ve evreni sarar kökleri de dünyanın her yerine ve en derinlere sıkı sıkıya tutunmuştur. En büyük kok tanrıların konakladığı Asaheim alemindedir. Kutsal ağaç Yggdrasil Hvergelmir Mimir ve Urdar adlı üç kaynaktan beslenir bu kaynaklar ağacın hayatta kalmasını sağlarlar ve de onların varlığı sadece ağaçla mantık bulur. Urdar`in etrafında üç kadın oturur. Urd yani geçmiş Vervandi : şimdiki zaman ve son olarak Skuld yani gelecek. Bu üç kadın zamanın gerçek hakimleri ve her şeyi bilen her şeyden haberdar olanlardır. Burada İskandinav mitolojisinin panteist kısmı on plana cikar bu uc kadın tanrı değillerdir sadece doğa tarafından yaratılmış üç nesnedir ancak tanrıların tanrısı bilge Odinden daha bilgedirler! Onlar kaderleri bilenlerdir tanrıların kaderlerini bile! Kader ve zaman kavramları İskandinavların (namı diğer Vikinglerin) en önem verdikleri iki kavramdır. İskandinav halkı (prehistorik çağlardan Viking dönemine kadar ) kaderci bir halktır yani kadere inanırlar olum zamanları daha önceden yazılmıştır ve bundan kaçmak imkansızdır ancak buna rağmen kaderlerini yenmek için ölümüne savaşırlar bir şeye karsı savaşmak ve kazanmak İskandinav mitolojisinin en önemli olgularındandır. Kutsal ağaç Yggdrasil bile her gün hayatta kalmak ve evrenin düzenini korumak için savaş vermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder