28 Şubat 2012 Salı

Ursula K. Le Guin

Ursula K. Le Guin, yirminci yüzyılın en önemli romancılarından biri; isterseniz romanını bir birey oluşum romanı olarak okuyun, isterseniz anarko-sosyalist bir bildirge olarak. İki durumda da ne roman değerinden bir şey kaybeder, ne de siz.

1929 yılında ABD'nin Kaliforniya eyaletinde dünyaya gelen Ursula Kroeber, ismini doğum tarihi olan Azize Ursula Günü'nden almıştır. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber, annesi ise psikolog ve yazar olan Theodora Kroeber'dir. Ebeveynleri tarafından üç erkek kardeşi ile beraber kültürel çeşitlilik fikrinin hakim olduğu bir ev ortamında yetiştirilen Ursula, Massachusetts Radcliffe College'da lisans eğitimini tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi'ni bitirdi ve yüksek lisansını "Fransa ve İtalya'da Orta Çay ve Rönesans Dönemi Edebiyatı" üzerine yaptı. 1951'de tarihçi Charles A. Le Guin ile evlendi.

Bilimkurgu türünde yazmaya 1960'li yıllarda başladı. İlk öyküsü 1962’de yayınlandı. Pek çok üniversitede ders verdi, çeviri, derleme ve makaleleri yayınlandı. Le Guin, 1969'da yazmış olduğu "Karanlığın Sol Eli" adlı romanıyla bilim kurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini aldıktan sonra ün kazanmıştır. Ayrıca, 1974'te yazmış olduğu ütopik bilimkurgu romanı Mülksüzler ile 1975'de yine Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır. Ödül almak bir romanın değeri hakkında pek az şey söyler bize, ancak bu ödüllerin önemi şurada:

Nebula ödülünü, çoğunluğu Amerikan muhafazakarlarından oluşan SFWA(Amerikan Bilimkurgu Yazarları Derneği) verir. Bu derneğin üyelerinin çoğunluğu ne Le Guin’den, ne de onun anarşist-sosyalist fikirlerinden hoşlanır. Ama ödül Le Guin’e gitti. Roman yayımlandığı gün bir klasik olmuştu çünkü...

Aynı hızla, bilimkurgu “hastalarının” oluşturduğu bir ödül olan Hugo’yu da aldı Le Guin; böylece 1974 yılının en iyi bilimkurgu romanını yazmış olma şerefine sahip oldu. Yalnızca bu kadar mı? Geçen on beş yıl içinde ve geriye doğru bakıldığında “bilimkurgu romanı” denilen türün tarihi boyunca, The Dispossessed (Mülksüzler)’in önemine yaklaşan pek az roman var.

Eserleri arasında özellikle Yerdeniz Serisi çok ciddi hayran kitlesine ulaşmıştır. Bu serinin 3. romanı olan "En Uzak Sahil" (The Farthest Shore) kitabıyla 1973 yılında Çocuk Kitapları için verilen ABD milli ödülü (National Book Award) kazanmıştır. 1990 yılında yeniden Nebula ödülünü Tehanu ile kazanmıştır.

Temel feminist teoreme oldukça hakim olan Le Guin yazılarında teorisini gizlice vererek erkek okuru rahatsız etmez ve teoriyi okuyucuya gizlice aşılar. Anarşist eğilimli ya da anaerkil toplumlar yaratmaktan çekinmez. Zaten hayatı boyunca asice hareket etmiştir. Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar adlı makale denemesinde, bir yazısında zamanında Playboy dergisinde bile yazdığını söylemektedir. Pek çok okuru için bilge bir kadın tiplemesi olan Le Guin, Ged (Çevik Atmaca) karakteri ile de pek çok okurun kişiliğine etki etmiştir. Yüzüklerin Efendisi'ndeki bilge ve ilk yaratılan Gandalf'ın aksine (Gandalf  Tolkien mitosunda ilk yaratılan ve kutsal olan maiardandır.) Le Guin'in baş kahramanı Ged Gontlu bir keçi çobanı olarak başlayıp Roke adası büyücülerinin en büyüklerinden olmuştur. Yeraltı tanrılarının başrahibesi Tenar ise sıradan bir kadın olmayı tercih ederek kendini bulmuştur. LeGuin'in her kahramanı, her romanı bir süreç, bir değişim anlatır. Bilgeliği ve büyümeyi değişmekten korkmamakta bulur.

Le Guin'in karakterleri basma kalıp kahramanlardan uzaktır. Genç mükemmel kadın ve erkekler yaratmayan yazarın kahramaları genellikle yaşlı adamlar veya koca karılar, cılız, sakat veya tecavüze uğramış ve intikam peşinde koşamayacak kadar çaresiz çocuklardan oluşmaktadır. Bu haliyle Le Guin romanları çaresizliği, yaşama cesaretini vurgulayan mütevazi görünümlü gizli bir romantizm barındırmaktadır. Oldukça sık kölelikten bahseder. Öncelikle köleliği tüm şatafatlı sembollerinden arındırır. Köleleri; bir kölenin yalın ve itirazsız, itaatkar dünyasında her hangi bir şeyi sorgulama yeteneğinden yoksun insanlardır. İsyandan bahseder, ama yanlışlıkla köle sıfatı taşıyan soylu kurtarıcılardan yoksundur hikâyeleri. Kadınlık ve erkeklik, çocukluk ve erişkinlik, kölelik ve sahiplik gibi zıtlıklara vurgu yapmaktadır. Le Guin yalın ama şiddet dolu bir evreni yansıtır. Şiddeti adlandırmaktan çekinmez. Özgürlük ve cesaret dolu bir dili vardır.

En önemli bilimkurgu romanları arasında The Dispossessed, The Left Hand of Darkness, City of Illusions, Rocannon's World, Planet of Exile ve The Eye of the Heron sayılabilir. Önemli fantastik romanları ise The Beginning Place ve "Yerdeniz Serisi" adı altında toplanan Wizard of Earthsea, The Tombs of Atuan, The Farthest Shore, Tehanu, Tales from Earthsea, The Other Wind'tir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...