Yazarlar ve film yapımcıları geniş bir fikirler yelpazesinde eserler verirler ancak pazarlamacılar ve sanat eleştirmenleri bu edebi ve görsel çalışmaları farklı kategorilere ya da türler ve alt-türlere ayırmak eğilimindedirler. Bazı çalışmalar birden fazla tanımlanmış türe tekabül ettiğinden, diğerleri tanımlanmış türlerin dışında ya da arasında kalabildiğinden, ayrıca pazarlamacıların tür tanımlamaları ile edebi eleştirmenlerinki arasında ciddi farklılıklar olmasından ötürü, bu işlem pek kolay olmamaktadır.
Katı bilimkurgu
Katı bilimkurgu
Katı bilimkurgu (İngilizce: Hard "SF")'nun karakteristik özellikleri, fizik, astrofizik, kimya gibi ölçülebilir bilimlerin eksiksiz detaylarına sıkı biçimde bağlı olması ya da daha ileri teknolojilerin olası kıldığı evrenleri titizlikle betimlemesidir. Gelecek üzerine yapılmış doğru öngörülerin pek çoğu katı bilimkurgu alt-türünden gelmekle birlikte çok sayıda yanlış öngörü de ortaya çıkmıştır. Örneğin Arthur C. Clarke, sabit yörüngeli iletişim uydularını doğrulukla öngörmesine rağmen "ay kraterleindeki derin aytozu katmanları" öngörüsünde yanılmıştır. Gregory Benford, Geoffrey A. Landis gibi bazı katı bilimkurgu yazarları aynı zamanda birer bilim insanıdırlar. Rudy Rucker ve Vernor Vinge ise yazarlığın yanı sıra matematikçidirler. Hal Clement, Larry Niven, Robert J. Sawyer ve Stephen Baxter bu alt-türün diğer kaydadeğer yazarlarıdır.
Sosyal bilimkurgu
"Sosyal bilimkurgu" terimi psikoloji, ekonomi, politik bilimler, sosyoloji, antropoloji gibi sosyal bilimleri esas alan çalışmaları tanımlamak için kullanılabilir. Bu alandaki kaydadeğer yazarlar arasında Ursula K. Le Guin ve Philip K. Dick sayılabilir. Terim öncelikli olarak karakterler ve duygular üzerine odaklanan hikâyeleri tanımlar. SFWA Büyük Ustası Ray Bradbury bu sanatın tanınmış bir üstadıdıdr. Bazı yazarlar katı bilimkurgu ve sosyal bilimkurgu arasındaki sınırı bulanıklaştırmışlardır. Ütopya ve distopya hikâyeleri sosyal bilimkurgunun dallarıdır; The Handmaid's Tale, BinDokuzyüzSeksenDört ve Brave New World gibi hikâyeler sosyal bilimkurgu örnekleri arasındadır. Gulliver'in Seyahatleri gibi fantastik ortamlarda geçen hicivsel romanlar yaratıcı kurgulamalar olarak kabul edilebilir.
Cyberpunk
Cyberpunk türü 1980'lerin başında ortaya çıkmıştır; "sibernetik" (İngilizce: cybernetics) ve "punk" kelimelerinin bileşimidir ve ilk olarak yazar Bruce Bethke'nin Amazing Science Fiction Stories dergisinin Kasım 1983 sayısında yayınlanan "Cyberpunk" adlı kısa öyküsüyle keşfedilmiştir. Daha sonra William Gibson'ın siber uzayı tanımladığına inanılan kitabı Neuromancer ile rafine edilmiştir. Zaman dilimi genellikle yakın gelecektir ve ortam da genellikle distopyandır. Cyberpunk'ın yaygın temaları içinde bilgi teknolojilerindeki gelişmeler, özellikle İnternet (ya da siber uzay) ve şirketlerin devletlerden daha etkin olduğu demokrasi ötesi toplumsal kontrol sistemleri sayılabilir. Nihilizm, post-modernizm ve kara film teknikleri yaygın olarak kullanılır ve lider karakterler memnuniyetsiz ya da isyankar anti-kahramanlar olabilir. Bu türün kaydadeğer yazarları William Gibson, Bruce Sterling, Alfred Bester ve Pat Cadigan'dır. James O'Ehley 1982 yapımı Blade Runner filmini görsel cyberpunk türüne kesin bir örnek olarak gösterir.
Zamanda yolculuk
Zamanda yolculuk hikâyelerinin öncellerini 18. ve 19. yy'larda görebiliriz. Bu alt-tür H. G. Wells'in Zaman Makinası romanıyla popüler olmuştur. Bu türdeki hikâyeler büyükbaba paradoksu gibi mantıksal sorunlar yüzünden oldukça komplikedir. Zamanda yolculuk, romanlarda ve gerek genel temalı televizyon dizilerinin içinde tek bölüm olarak (örnek:Uzay Yolu dizisi "Sonsuzluğun Kıyısındaki Şehir" bölümü), gerekse ayrı yapım olarak (örnek: The Flipside of Dominick Hide) oldukça yaygın olarak kullanılan bir konudur. 1963 yılında başlayan ve hala devam etmekte olan "Doctor Who" adlı dizide, zaman yolculuğu ve parelel evrenlerle ilgili örnekler sunan, uzun soluklu bir dizidir. Başrol karakteri olan Doctor "Zaman Lordu"dur.
Alternatif tarih
Alternatif tarih hikâyeleri tarihsel olayların farklı biçimde gerçekleşmesi önermesi üzerine kuruludur. Bu hikâyeler geçmişi değiştirmek için zaman yolculuğunu kullanabilir, ya da basitçe bizimkinden farklı tarihe sahip bir evren kurabilir. Türün klasikleri arasında Ward Moore'un Amerikan İç Savaşını Güneylilerin kazandığı Bring the Jubilee si, II. Dünya Savaşını Almanya ve Japonya'nın kazandığı Philip K. Dick'in The Man in the High Castle ı sayılabilir. Adını Murray Leinster'in erken dönem hikâyesi Sidewise in Time dan alan Sidewise Alternatif Tarih Ödülü bu alt-türün en iyilerini belirler. Harry Turtledove bu alt-türün en önde gelen yazarlarındandır ve kendisinden sıklıkla "alternatif tarihin ustası" olarak bahsedilir.
Askeri bilimkurgu
Askeri bilimkurgu ulusal, gezegenlerarası, ya da evrenlerarası silahlı güçlerin çatışması üzerine kurulur; öncelikli karakterler genellikle askerlerdir. Hikâyeler askeri teknoloji ile ilgili detaylar, prosedürler, törenler ve askeri tarih içerir; askeri hikâyeler tarihsel çatışmalarla paralellik ihtiva edebilir. Gordon Dickson'un Dorsai romanları ve Heinlein'in Yıldızgemisi Askerleri erken dönem örnekleridir. Joe Haldeman'ın The Forever War adlı eseri erken yazarların II. Dünya Savaşı dönemi hikâyelerine Vietnam Savaşı dönemi ile verdiği eleştirel bir cevaptır. Önde gelen askeri bilimkurgu yazarları David Drake, David Weber ve S. M. Stirling'dir. Baen Books yayınevi askeri bilimkurgu yazarlarını yetiştirmesiyle tanınır.
İnsanüstü varlıklar
İnsanüstü varlıklarla ilgili hikâyeler normalin dışında kabiliyetleri olan canlıların ortaya çıkmasını konu alır. Bu durum Olaf Stapledon'un Odd John adlı romanında olduğu gibi doğal nedenlerden, ya da A.E. Van Vogt'un romanı Slan da olduğu gibi kasıtlı denemelerle ortaya çıkabilir. Bu hikâyeler genellikle bu varlıkların yaşadığı yabancılaşma ve toplumun bu varlıklara olan tepkisine odaklıdır. Bu alt-tür gerçek yaşamda insan çoğaltılması konusunun tartışılmasında rol oynamıştır.
Dünyanın Sonu
Mahşer kurgusu nükleer savaş, salgın hastalıklar ya da diğer afetler sonucunda uygarlığın sonunun gelmesini ya da afetler sonrası dünyanın durumunu konu alır. George R. Stewart'ın Earth Abides ve Pat Frank'ın Alas, Babylon romanları türün tipik örnekleridir. Mahşer kurgusu genelde afetin oluşu ve hemen sonrasıyla ilgilenirken mahşer sonrası kurgulamalar Cormac McCarthy'nin Yol undaki gibi yakın dönemi ya da Russell Hoban'ın Riddley Walker romanında olduğu gibi afetin oluşundan yüzyıllar sonrasını anlatabilir.
Uzay operası
Uzay operası kısmen ya da tamamen uzayda geçen, ve güçlü (bazen de hayali) teknoloji ve kabiliyetlere sahip rakipler arasındaki çatışmayı da içeren romantik hikâyeler, çoklukla melodramatik maceralardır. Uzay operasının en önemli özelliği ortam, karakterler, savaşlar, güçler ve temaların çok büyük ölçekli olma eğilimidir. Bu hikâyeler tipik olarak Homer'ci geleneği takip ederler: "küçük bir maceracı grup, kendi güçleriyle kıyaslanamayacak büyüklükteki savaşçı güçlere karşı mücadele verir". Alastair Reynolds'un Revelation Space serisi ve çok popüler olan Star Wars üçlemeleri bu türün örnekleridir.
Uzay westerni
Uzay westerni ABD'li western hikâyelerini fütüristik uzay arka planında sunmasıyla aslında Uzay Operası'nın bir alt türü olarak değerlendirilebilir. Bu hikâyeler tipik olarak yeni kolonize edilmiş ve Amerikan Vahşi Batısında olduğu gibi ekonomik gelişme ve kanunsuzluğun hüküm sürdüğü zeminlerde kurulu öncü yerleşimleri konu alır. Joss Whedon'un Firefly TV serisi ve devam filmi Serenity bu türün örnekleridir.
Diğer alt türler
Feminist bilimkurgu - Feminist bilimkurgu, toplumun erkek için oluşturduğu roller, kadın ile erkeğin siyasi ve kişisel güçleri arasındaki rol değişimleri gibi sorular ortaya atar. En kaydadeğer bazı feminist bilimkurgu çalışmaları cinsiyet farklarının olmadığı ütopik toplumlar, ya da erkek egemenliğinin had safhada olduğu distopyalar kurgulayarak bu temaları işlemiştir.
New Wave - New Wave terimi hem form hem de içerik olarak yüksek derecede deneyselliğe ve dayanan, ince bir zevk ve özbilinçle yazınsal ya da sanatsal duyarlılığı olan bilimkurgu çalışmalarını tanımlamak için kullanılmaktadır.
Steampunk - Steampunk buhar gücünün hala yaygın olarak kullanıldığı, 19. yy ya da sıklıkla Viktorya Dönemi İngilteresinde geçen fakat H. G. Wells ve Jules Verne in çalışmalarında olduğu gibi kurgusal teknolojiler ya da bilgisayarın erken dönemde icadı gibi gerçek teknolojik yenilikler de içeren bir kurgulama türüdür.
Kaynak: Wikipedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder