Juli Zeh'in, Kartallar ve Melekler, Oyun Dürtüsü, Serbest Düşüş'ten sonra türkçeye çevrilen son romanı Temize Havale de Metis tarafından 2011 yılında yayınlandı.
Orjinal ismi Corpus Delicti olan kitap, distopik bir hikayeyi anlatıyor. Bu hikayeye göre insanlar bambaşka bir rejimle yönetiliyor. tüm bireylerin sağlıklı olmasının ana hedef olduğu sistemde, toplumun sağlıklı olabilmesi için sigara içmek, alkol ve kafein almak vs. gibi kimi bireysel özgürlüklerin kısıtlanması söz konusu. Hiçbir ideolojide kesin uzlaşmayı sağlayamamış bireyler, kendi varlıkları söz konusu olduğunda uzlaşmaları kaçınılmaz gibi görünüyor. İşte biz tam bunu düşünürken Zeh; "insan, sağlığı ile bireysel özgürlükleri, en temel hakları arasında kalsa neyi seçer?" diye soruyor. Bunu da romanın baş kahramanı Mia Holl'un başından geçenlerle yapıyor.
"Sulh mahkemesinin uzun mu uzun tutulmuş düz çatısının altında adalet
tanrıçası İustitia rutin işlerini takip ediyor. F ile H harfleri
arasındaki uzlaşma duruşmalarının gerçekleştirildiği 20/11 No'lu odanın
hava sıcaklığı tastamam 19,5 derecede tutuluyor, ne de olsa insanlar en
iyi bu sıcaklıkta düşünür. Sophie, örgü hırkası olmadan asla işe gelmez;
onu ceza mahkemeleri davalarında cüppesinin altına bile giyer. Sağında
çözüp hallettiği dosya yığını bulunuyor; sol elinin altındaysa üzerinden
geçmesi gereken daha küçük bir yığın var. Hâkim sarı saçlarını
tepesinden atkuyruğu şeklinde bağlamış, bu haliyle de hukuk fakültesi
amfilerindeki, bir zamanların o hevesli genç öğrencisine benziyor.
Duvardaki projeksiyona bakarken kurşunkalemini çiğniyor. Kamu çıkarı
temsilcisiyle göz göze geldiğinde kalemini ağzından çıkarıyor. Savcı
Hav'la aynı dönemde okumuştu, Hav sekiz yıl öncesine kadar üniversite
kantininde mikrobik yabancı maddelerle ağız temasından kaynaklanan boğaz
enfeksiyonları hakkında sinir bozucu konuşmalar yapabiliyordu. Sanki
ülkede kamuya açık bir bölgede mikrop kalmış gibi!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder