25 Şubat 2012 Cumartesi

Roman Yazarken - Detaylar ve Teknik


Bir roman yazmaya karar verdiniz ve elinizde çok ilginç bir konunuz, bu konu etrafında dönen karakterleriniz ve olayın geçmesini planladığınız ortamınız var diyelim. Ancak romanı yazmaya nasıl başlayacağınız ve neler yazacağınız hakkında hiçbir fikriniz yok ise bu yazı tam size göre demektir.

Öncelikle belirtmeliyim ki bir romanda yazılması en zor yerler, bölüm başlangıçlarıdır. Bir bölümü bitirip diğer bölüme hangi cümleyle başlamak gerektiğini bulduktan sonra, aklınızda kurguladığınız yazı bir anda kaleme dökülecektir. Ancak ilk cümlenin ne olması gerektiğini bulmak önemlidir.

Genellikle ilk cümle, romanın o anda geçtiği mekânın tasvirleri, bir karakterin başından geçen ve henüz ne olduğu bilinmeyen bir olay veya yazarın okuyucuya anlattığı kısa bir hikâye ile gerçekleşebilir. Tabi bunu belirlemekteki kilit nokta romanı yazdığınız üslupta yatar. Romanı kimin gözünden anlattığınıza dikkate alarak ilk cümleleri seçmekte fikir sahibi olabilirsiniz.

Romanınızı kâğıda dökerken, yazdığınız cümlelerin sizi tatmin etmediğini düşünerek umutsuzluğa kapılmayın. Aksine yazılacak bölümü bir taslak olarak belirleyin. Gelişecek olayları ve diyalogları yazın. Olayların hızlı gelişmesini önlemek veya tasvirlerle güçlendirmek için acele etmenize gerek yok.

Bölümünüzü bitirdikten sonra yazınızı okuyarak düzenleyin. Ve bunu farklı günlerde tekrar tekrar yapın. Çünkü yazıyı ilk yazdığınız gündeki psikolojiniz, düşünceleriniz ve zihin yapınız, kafanızı toparladığınız diğer günlerde farklılaşacak ve yazınızı üçüncü bir gözün incelemesi gibi ele alabileceksiniz. Böylece daha önce dikaktinizden kaçan bir anlatım bozukluğunu veya anlatımdaki kopmaları fark edip düzenleyebilirsiniz.

Bir roman yazmak en az 4 ay sürer. Ki bu süre her gününüzü ve günde birkaç saatinizi ara vermeden kitap üzerinde çalışırsanız geçerlidir. Ortalama olarak düşünürseniz bir roman 8-12 aylık bir dönemde yazılır. (Bu süre içinde kurgu, karakterler, düzenlemeler, yazmak ve diğer her şey dâhildir.) O yüzden kitabınızın hemen bitmesi için acele etmeyi düşünmeyin. Sadece ara vermeden romanınıza adapte olmaya gayret gösterin. Bazen yazmak istemediğiniz olabilir. O zamanlarda ise eski yazdıklarınızı okuyarak düzenleyin. Çünkü kendi yazdığınızı okumaktan da sıkılıyorsanız, daha romanınız üzerinde çalışmanız gereken çok iş var demektir.

Konunuz belirli bir kesime hitap etmesin, büyük kitlelere ulaşsın istiyorsanız yazım tekniğinizle ve konunuzla oynamanızda yarar vardır. Okuyucular, okudukları romanı yaşamayı severler. Okuyucuyu içine çeken romanlar hep en sevilenler olmuştur. Tabi bunu yapmanın kolay yolları da mevcuttur.

Büyük kitleye hitap etmek için, bu kitle içindeki herkesin ilgi alanlarına yönelik bir konunuz olması gerekmektedir. Ancak unutmayın. Bu kitle içinde aşk, bilim kurgu, fantastik kurgu, polisiye, gerilim, kişisel gelişim ve daha birçok farklı türü seven kişiler olacaktır. Ancak insanoğlunun ortak ilgi alanı olan nokta aşktır. Aşk teması içeren romanlar genelde çok satmıştır. Özellikle farklı konuları içeren aşklar daha çok satmıştır.

Tabi bu biraz işin basitine kaçmak oluyor. Eğer farklı bir yazar olmak istiyorsanız kendi çizginizi ortaya koymanız gerekmektedir. Aşk kullanmadan büyük kitlelere ulaşmanın diğer yolu ise kitabı yazım şeklinizdir. Birinci tekil şahıs ile anlatılan yazılar, okuyucuyu romanın içine daha hızlı sokar. Çünkü okuyucu istemeden kendisini ana karakterin yerine koyar. Yine en çok satan romanlara baktığınızda, bu romanların anlatımında birinci tekil şahsın hâkim olduğunu görebilirsiniz.

Ancak bu anlatımın en zor yanı konunun sadece ana karakter etrafında dönmesidir. Eğer konunuz büyük bir alanı kapsıyor ve farklı mekanlarda gelişen olayların kesişmesiyle ilgiliyse, birinci tekil şahsı kullanmak için çok iyi bir teknik geliştirmeniz gerekmektedir. Örneğin bütün karakterleri birinci tekil şahısla anlatmak veya sadece ana karakteri kendi diliyle anlatırken, diğer karakterlerin etrafında dönen olaylarda normal bir dile geçebilirsiniz. Tabi bunu başarmak için çok iyi bir teknik geliştirmiş, daha önce defalarca denemeler yapmış ve bu tekniği en iyi şekilde kullanmanın yolunu keşfetmeniz gerekmektedir.

Geniş kitlelere ulaşmanın bir diğer yolu ise ayrıntılardır. Romanınızda anlattığınız dünyayı okuyucuyu boğmadan ne kadar ayrıntılı anlatırsanız o kadar başarıya yaklaşmış olursunuz. Ancak gereksiz ayrıntılar çoğu zaman okuyucuyu sıkar ve kitabın sürükleyici yönünü kısıtlar. Bu yüzden konuya göre özellikle üzerinde durulması gereken yerlerde ayrıntıları sık tutmanız ve eğer mümkünse bu ayrıntıların anlatıldığı paragrafları farklı sayfalara serpmeniz kitabınızı okuyanları sıkmayacaktır.

Son olarak kitabınızı tarafsız görüşleri olan ve yazdığınız konuya ilgi duyan kişilere okutarak fikirlerini alın. Ne kadar çok kişinin fikrini alırsanız, kendinizi geliştirmek için o kadar yol katedersiniz. Çünkü ilk başlarda her ne kadar kelime daracığınız geniş olsa da yazınızda tıkandığınızı fark edebilirsiniz. Bu, sizin konunuza ve hayalinize odaklanmanızdan kaynaklanır. Bu cümle bozukluklarını gidermek için defalarca yazınızı tekrar okumalı ve başkalarına da okutmalısınız.

Şimdilik roman yazma isteği olanlara yardımcı olduysam ne mutlu bana. Romanınızın insanlığa ışık tutması dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...