Bir roman yazmaya karar verdiniz ve elinizde çok ilginç bir
konunuz, bu konu etrafında dönen karakterleriniz ve olayın geçmesini
planladığınız ortamınız var diyelim. Ancak romanı yazmaya nasıl başlayacağınız
ve neler yazacağınız hakkında hiçbir fikriniz yok ise bu yazı tam size göre
demektir.
Öncelikle belirtmeliyim ki bir romanda yazılması en zor
yerler, bölüm başlangıçlarıdır. Bir bölümü bitirip diğer bölüme hangi cümleyle
başlamak gerektiğini bulduktan sonra, aklınızda kurguladığınız yazı bir anda
kaleme dökülecektir. Ancak ilk cümlenin ne olması gerektiğini bulmak önemlidir.
Genellikle ilk cümle, romanın o anda geçtiği mekânın
tasvirleri, bir karakterin başından geçen ve henüz ne olduğu bilinmeyen bir
olay veya yazarın okuyucuya anlattığı kısa bir hikâye ile gerçekleşebilir. Tabi
bunu belirlemekteki kilit nokta romanı yazdığınız üslupta yatar. Romanı kimin
gözünden anlattığınıza dikkate alarak ilk cümleleri seçmekte fikir sahibi
olabilirsiniz.
Romanınızı kâğıda dökerken, yazdığınız cümlelerin sizi tatmin
etmediğini düşünerek umutsuzluğa kapılmayın. Aksine yazılacak bölümü bir taslak
olarak belirleyin. Gelişecek olayları ve diyalogları yazın. Olayların hızlı
gelişmesini önlemek veya tasvirlerle güçlendirmek için acele etmenize gerek
yok.
Bölümünüzü bitirdikten sonra yazınızı okuyarak düzenleyin.
Ve bunu farklı günlerde tekrar tekrar yapın. Çünkü yazıyı ilk yazdığınız
gündeki psikolojiniz, düşünceleriniz ve zihin yapınız, kafanızı toparladığınız
diğer günlerde farklılaşacak ve yazınızı üçüncü bir gözün incelemesi gibi ele
alabileceksiniz. Böylece daha önce dikaktinizden kaçan bir anlatım bozukluğunu veya
anlatımdaki kopmaları fark edip düzenleyebilirsiniz.
Bir roman yazmak en az 4 ay sürer. Ki bu süre her gününüzü
ve günde birkaç saatinizi ara vermeden kitap üzerinde çalışırsanız geçerlidir.
Ortalama olarak düşünürseniz bir roman 8-12 aylık bir dönemde yazılır. (Bu süre
içinde kurgu, karakterler, düzenlemeler, yazmak ve diğer her şey dâhildir.) O
yüzden kitabınızın hemen bitmesi için acele etmeyi düşünmeyin. Sadece ara
vermeden romanınıza adapte olmaya gayret gösterin. Bazen yazmak istemediğiniz
olabilir. O zamanlarda ise eski yazdıklarınızı okuyarak düzenleyin. Çünkü kendi
yazdığınızı okumaktan da sıkılıyorsanız, daha romanınız üzerinde çalışmanız
gereken çok iş var demektir.
Konunuz belirli bir kesime hitap etmesin, büyük kitlelere
ulaşsın istiyorsanız yazım tekniğinizle ve konunuzla oynamanızda yarar vardır.
Okuyucular, okudukları romanı yaşamayı severler. Okuyucuyu içine çeken romanlar
hep en sevilenler olmuştur. Tabi bunu yapmanın kolay yolları da mevcuttur.
Büyük kitleye hitap etmek için, bu kitle içindeki herkesin
ilgi alanlarına yönelik bir konunuz olması gerekmektedir. Ancak unutmayın. Bu
kitle içinde aşk, bilim kurgu, fantastik kurgu, polisiye, gerilim, kişisel
gelişim ve daha birçok farklı türü seven kişiler olacaktır. Ancak insanoğlunun
ortak ilgi alanı olan nokta aşktır. Aşk teması içeren romanlar genelde çok satmıştır.
Özellikle farklı konuları içeren aşklar daha çok satmıştır.
Tabi bu biraz işin basitine kaçmak oluyor. Eğer farklı bir
yazar olmak istiyorsanız kendi çizginizi ortaya koymanız gerekmektedir. Aşk
kullanmadan büyük kitlelere ulaşmanın diğer yolu ise kitabı yazım şeklinizdir.
Birinci tekil şahıs ile anlatılan yazılar, okuyucuyu romanın içine daha hızlı
sokar. Çünkü okuyucu istemeden kendisini ana karakterin yerine koyar. Yine en
çok satan romanlara baktığınızda, bu romanların anlatımında birinci tekil
şahsın hâkim olduğunu görebilirsiniz.
Ancak bu anlatımın en zor yanı konunun sadece ana karakter
etrafında dönmesidir. Eğer konunuz büyük bir alanı kapsıyor ve farklı
mekanlarda gelişen olayların kesişmesiyle ilgiliyse, birinci tekil şahsı
kullanmak için çok iyi bir teknik geliştirmeniz gerekmektedir. Örneğin bütün
karakterleri birinci tekil şahısla anlatmak veya sadece ana karakteri kendi
diliyle anlatırken, diğer karakterlerin etrafında dönen olaylarda normal bir
dile geçebilirsiniz. Tabi bunu başarmak için çok iyi bir teknik geliştirmiş,
daha önce defalarca denemeler yapmış ve bu tekniği en iyi şekilde kullanmanın yolunu
keşfetmeniz gerekmektedir.
Geniş kitlelere ulaşmanın bir diğer yolu ise ayrıntılardır. Romanınızda anlattığınız dünyayı okuyucuyu boğmadan ne kadar ayrıntılı anlatırsanız o kadar başarıya yaklaşmış olursunuz. Ancak gereksiz ayrıntılar çoğu zaman okuyucuyu sıkar ve kitabın sürükleyici yönünü kısıtlar. Bu yüzden konuya göre özellikle üzerinde durulması gereken yerlerde ayrıntıları sık tutmanız ve eğer mümkünse bu ayrıntıların anlatıldığı paragrafları farklı sayfalara serpmeniz kitabınızı okuyanları sıkmayacaktır.
Son olarak kitabınızı tarafsız görüşleri olan ve yazdığınız konuya ilgi duyan kişilere okutarak fikirlerini alın. Ne kadar çok kişinin fikrini alırsanız, kendinizi geliştirmek için o kadar yol katedersiniz. Çünkü ilk başlarda her ne kadar kelime daracığınız geniş olsa da yazınızda tıkandığınızı fark edebilirsiniz. Bu, sizin konunuza ve hayalinize odaklanmanızdan kaynaklanır. Bu cümle bozukluklarını gidermek için defalarca yazınızı tekrar okumalı ve başkalarına da okutmalısınız.
Şimdilik roman yazma isteği olanlara yardımcı olduysam ne mutlu bana. Romanınızın insanlığa ışık tutması dileğiyle.
Son olarak kitabınızı tarafsız görüşleri olan ve yazdığınız konuya ilgi duyan kişilere okutarak fikirlerini alın. Ne kadar çok kişinin fikrini alırsanız, kendinizi geliştirmek için o kadar yol katedersiniz. Çünkü ilk başlarda her ne kadar kelime daracığınız geniş olsa da yazınızda tıkandığınızı fark edebilirsiniz. Bu, sizin konunuza ve hayalinize odaklanmanızdan kaynaklanır. Bu cümle bozukluklarını gidermek için defalarca yazınızı tekrar okumalı ve başkalarına da okutmalısınız.
Şimdilik roman yazma isteği olanlara yardımcı olduysam ne mutlu bana. Romanınızın insanlığa ışık tutması dileğiyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder