11 Mart 2012 Pazar

Max Payne 3, 15 Mayıs'ta Geliyor...


2001 yılında ilk Max Payne ile karşılaştığımızda ne cevap vereceğimizi bilmiyorduk. Matrix filminde görüp hayran kaldığımız zamanı yavaşlatma özelliği kullanılan ilk oyundu ve daha sonraki birçok oyuna bu konuda öncülük etmişti. Ama durmayan aksiyon yapısının yanı sıra konusu ve çizgi roman görünüşünde anlatılan ara hikayeleri de oynayanları etkilemişti.

İlk oyunda Max'in karısını ölü bulduğu bölümü hatırlamamak elde değil. Her ne kadar şimdi gülsem de yine de gözlerinizi kırpmadan oyunu oynamanıza neden oluyordu.

(Neden güldüğümü açıklasam iyi olacak sanırım. Eşi ölmeden önce "oğğ maağğğkkss" diye bağırması hala komiğime gidiyor. Ve Max eşi öldüğü halde limon yemiş gibi duran o surat ifadesini hiç bozmuyordu.)

İki yıl aradan sonra Max hayata küsmüş şekilde geri dönmüştü. Ağzındaki ekşi tat gitmiş ve bir sıkılganlık gelmişti. Tek kişilik ordu olmaya hak kazanan karakteriyle yine yüzlerce suçluyu silahının ucundan çıkan mermilerle buluşturmuştu.

Aksiyonda bile ağzındaki ekşi tadı unutmayan ilk Max
Max Payne 3’te ise olaylar Max Payne 2’den sekiz yıl sonrasını konu alıyor. Max, New York Polis Departmanıyla ilişkilerini kesip Brezilya’nın Sao Paulo kentinde zengin müşteriler için özel güvenlik olarak çalışmaya başlıyor. Ve bela peşini yine bırakmıyor.

Oyuna gelen yeniliklerden biri ise ara anlatımların çizgi roman çiziminde değil de, oyun içi sahnelerin eklenmesiyle yapıldığı yönünde. Bunun sebebi olarak oyuna adaptasyonu daha çok sağlamayı bahane göstermişler. (Uğraşmadık demiyorlar da...) Oyunun senaryosunda sürekli zamanla oynandığı da belirtilmiş durumda. Hikaye bir ileri, bir geri doğru akıyor.

Oyunun oynanışındaki bir yenilik ise Bullet Time'ın kullanımında daha özgür olunacağı. Max'ın vampir kız kardeşine benzettiğim Blood Rayne'deki gibi karakterimizi olduğu yerde taklalar attırarak veya elimizi yere koyup havada süzülerek ateş ettirebileceğiz. Kısacası aksiyon yine hiç durmayacak.

Hazır Max Payne'den konu açılmışken, filmine değinmeden de edemeyeceğim. Mark Wahlberg'in baş rolünde oynadığı 2008 yapımı film oyunun görünümüne bağlı kalmıştı ama bence asıl Max Payne filmi, Mel Gibson'ın oynadığı 1999 yapımı Payback (Gününü Göreceksin) filmidir. Oyunun bu filmden esinlendiği bariz şekilde açıktır hatta :)

Gönlümüzde taht kurmuş olan Max'in yeni oyunu 15 Mayıs'ta (18 Mayıs Avrupa) satışa sunulacak. Yeni imajıyla teröriste benzeyen keltoş Max'imizi yine heyecanla bekliyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...