3 Mart 2012 Cumartesi

Dragon Ball

Yıllar yıllar önceydi. İlkokulum ile evim arasındaki yolda televizyon satan bir dükkân vardı. Vitrininde bir televizyon hep açık olurdu. Eğer sınıftan biraz geç çıkarsak, ses gelmese bile o dükkânın önüne gidip Dragon Ball’ı izlerdim. Yoksa o günkü bölümü kaçırırdım.

Aşırı şiddetli yanından ziyade neşeli yanıyla da çok sevilen bir anime idi Dragon Ball. İnanılmaz maymun çocuk Son Goku’nun (Sonradan birkaç kez, ve en sonunda tamamen kuyruğunu kaybetse de o bir maymun çocuktu bizim gözümüzde) başından geçen eğlenceli ve bol dövüşlü olayları anlatır.

Aslında Dragon Ball, bir araya getirdiğiniz zaman bir dileğinizi gerçekleştiren Ejderhayı çağırmak için gerekli 7 ejder topunun adıdır. Bu toplar dünyanın dört bir yanında, toplanması neredeyse imkânsız yerlerdedir. Ve bir araya getirip dileğinizi diledikten sonra tekrar dünyaya dağılırlar. Ancak bir sene boyunca taş olarak kalan topları tekrar toplayabilmeniz için beklemeniz gerekmektedir.

Akira Toriyama tarafından yazılan 42 ciltlik manga serisinden uyarlanan 2 adet anime uyarlaması yapılmıştır. İlki 1986 yılında başlayan seriler Dragon Ball ve Dragon Ball Z olarak bilinir.

İki seri de birbirinden farklıdır aslında. İlk seri daha çok ejder toplarını arayış ve bu arayış sırasında yaşanan olayları konu alır. Ejder topları kullanıldıktan sonra ise usta dövüşçü olan Son Goku ve arkadaşları bir sene boyunca yardıma ihtiyacı olanlarla ilgilenir veya dövüş turnuvalarına katılırlardı.

Son Goku’nun inanılmaz dövüş yeteneklerinin yanı sıra sahip olduğu sihirli eşyalarda çok dikkat çekicidir. Sihirli sopası ve uçan bulutu, çocukluğunu bu seriyi izleyerek geçirenlerin hayallerini süslemiştir.

Fakat Dragon Ball Z çok daha farklı bir yapımdır. Aradan geçen 10 yıldan sonra Son Goku da büyümüştür. Bu on yıl boyunca çok huzurlu bir hayatı olan Son Goku evlenmiş ve oğlu olmuştur. Ancak Vegeta’nın dünyaya gelmesiyle işler bir anda değişir. Son Goku, 291 bölüm boyunca sürekli düşmanlarıyla çarpışacaktır.

Her seferinde kendisinden kat kat daha güçlü olan düşmanını, kendi sınırlarını aşarak yener ve sonra yine ondan daha güçlü bir başka düşman dünyayı yok etmek için gelir. Sürekli aynı temele dayanan hikâye bir süre sonra kabak tadı verecektir diye düşünebilirsiniz. Fakat, sonunda ne olacağını bildiğiniz halde gözünüzü kırpmadan sürekli izleyeceğiniz bir dövüş animesidir Dragon Ball. Azmi ve dövüş yeteneklerinden dolayı Son Goku’ya her bölümde biraz daha hayran kalırsınız.

Sonraki bölümlerde kendi sınırlarını aşan diğer karakterleri de bağrınıza basmaya başlarsınız. Karakterler defalarca ölür, ejder topları sayesinde hayata getirilir sonra yine ölürler. Hatta Son Goku çok uzun süre cehennemde kalmıştır bu animede. Ona ihtiyacı olanları kurtarmak için, dünyaya geri dönmeden önce burada bile egzersizlerine devam ederek sınırlarını aşmaya çalışır. Dövüşmek onun hayatıdır ve bunu her şeyden çok sever. Yeter ki dişine dokunur bir rakibi olsun.

Yazımı sonlandırmadan önce Dragon Ball Revolution adında çekilen filmine değinmeden edemeyeceğim. Merak etmeyin çok fazla şey söylemeyeceğim. Sadece bu filmi çekmek için zahmet eden herkesiiiinnn taaaaa ……… demek istiyorum. Onlar gibi evladım olsa ekmek vermem, yeminle.

Kısaca eğer dövüşe ve gülmeye meraklıysanız Dragon Ball tam size göre bir anime demektir. Sakın kaçırmayın derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...