Bilimkurgu, adına yakışır gibi bilimin kurgulandığı bir
dünyadır. Onun içinde olacak veya olmayacak her şeyi bulabilirsiniz. Bir yerde
olağanüstü yaratıkların olabileceği anlatılırken, diğer yandan geleceğin nasıl
şekilleneceğini gösterir. Ve gerçekçiliği bakımından insanoğlunun hep ilgisini
çekmiştir.
Öncelikle bir bilimkurgu romanı yazmayı düşünüyorsanız
tarihinizi iyi belirlemeniz gerekmektedir. Bilimkurgular özellikle gelecek
içerikli olsa da iyi bir kurgu geçmişi de şekillendirebilir. Konunuzun gidişatına
göre zamanınız belirlenecektir. Eğer yazmayı düşündüğünüz bir konunuz yoksa
zamanı belirlemek kilit noktanız olacaktır.
Bilimkurgu okuyucusu romanın gerçekliğine inanmalıdır. Geçmişte
geçen bir roman yazacaksanız kurgunuz bu olayın halk tarafından hiç bilinmediği
veya çok az kişi tarafından bilindiği yönünde olmalıdır. Aksi takdirde
yazdığınız kurgunun gerçekliği şüphe uyandırır. Ama gelecekte geçen bir roman
yazıyorsanız, uzak gelecek, yakın gelecek ve üstü kapalı tarih olarak
zamanınızı belirleyebilirsiniz.
Üstü kapalı tarih genelde bilimkurgu romanları için en kolay
yoldur. Tarihiniz yoktur. Yazdığınız roman herhangi bir zaman dilimini içeriyor
olabilir. Bu durumda yazınızın geçtiği diyar ve karakterleri istediğiniz gibi
şekillendirebilirsiniz. Ülkelerin politik düşüncelerini, dağılımlarını,
karakterlerin özelliklerini ve teknolojiyi yazmakta serbestsinizdir. Yeter ki
inandırıcılığın dışına çıkmayın.
Uzak gelecekte ise açık tarihli bir gelecek verilir. Yine
işiniz kısmen kolaydır çünkü yazar, yazdıklarından dolayı eleştiri alamayacak kadar
uzaktır yazılan geleceğe. 3000 yılında
uçan araba olacak dediğinizde, o tarihi görenler sadece sizi yargılayabilir. Günümüz
okuyucusu bunun hükmünü veremez. Ama zor olanı, uzak geleceği kurgulamasıdır.
Yaratıcı ve farklı düşünceleriniz olması lazım. Örneğin daha fikir doğmadan
önce kablosuz elektrik iletimini yazmanız gerekirdi. Veya uzay konulu bir
temanız varsa en cazip fikir uzaylılardır. Ancak bu da ilgi çekici ve farklı şekilde
yazılmalıdır.
Üçüncü zaman tercihiniz yakın gelecektir. İçlerinde hem en
zor olanı hem de en kolay olanı genelde bu türdür. Yakın gelecekte geçen kurgu
için teknoloji çok gelişmemiş olacaktır. Ancak farklı teknolojilerin ortaya
çıkacağını da unutmamak gerekir. Nasıl ki 20 yıl önce cep telefonu, 10 yıl önce
tablet bilgisayarlar yoktu ve farklı düşüncelerdi, 10 yıl sonrası için
yazdığınız romana ekleyeceğiniz teknolojiler de bu şekilde farklılık
içermelidir.
Tabi bunu yapmanın da en kolay yolu günümüz teknolojisini
takip etmekten geçer. Genelde üst düzey askeri teknolojiler beş-on yıllık bir
zaman içerisinde halka yansır. Ve günümüzde kullanılan cihazlar küçülüp
kullanımı daha rahat donanımlara sahip olurlar. Yakın gelecek romanlarının
kolay yanı bunları gözlemleyebilip yazabilmenizden kaynaklanır. Ancak
yazdığınız konunun gerçekleşmemesi, romanınızın gözden düşmesine neden
olacaktır. Unutulmamalıdır ki birçok kült eserin yaygınlaşması, yazılmasından
yıllar sonra gerçekleşmiştir. Kısa vadeli bir roman yazmanın zor yanı onu yine
kısa sürede tanıtıp okunmasını sağlamaktır.
Zamanınızı belirledikten sonra romanın ana karakterini ve
konusunu oluşturmalısınız. Hala şekillenmiş bir konunuz yoksa rastgele bir
karakter oluşturmanız size yarar getirir. Karakterin görünüşünde ve
hareketlerinde öne çıkacak özellikler yazmanızda da fayda vardır. Örneğin erkek
bir karakterin baş, orta ve işaret parmağında yüzük takıyor olması veya
konuşmasında sık sık kullandığı bir kelimenin olması gibi.
Bu tip özellikler size romanınızı yazmakta kolaylık
sağlayabilir. Öncelikle karakterinizin orijinalliğini ortaya koymuş olursunuz.
Diğer yönden hiç aklınızda olmayan bir olayı bu ayrıntılar içerisine
serpiştirebilirsiniz.
Örneğin ana karakterimiz dediğim gibi 3 yüzük takıyor olsun.
Konunun bir yerinde “asla unutmadığım 3 gerçek var” şeklinde bir paragraf
ekleme gereği duyup, bu üç gerçeği elindeki üç yüzükle bağdaştırdığını
yazabilirsiniz. Böylece karakterinizin iç dünyasını ortaya çıkarmış olursunuz.
Ana ve kesinlikle olmasını istediğiniz yan karakterleri de
yazdıktan sonra sıra hikâyenin geçtiği mekâna geliyor. Kurguladığınız mekânın,
romanı yazdığınız tarihle ilişkili olmasına dikkat etmelisiniz. Uzak
gelecekteki bir dünyada tamamen dijital evlerin ve ulaşımın olması gibi.
Fakat işe daha gerçekçi yaklaşmak istiyorsanız, kurguladığınız
evren, teknolojinize göre değişime uğramalıdır. 2100 yılında geçen bir hikâyede
magnetik etkilerle uçan araçların, insan üzerine yapabileceği hastalıkları veya
etkilerini de romana üstü kapalı şekilde yer verebilirsiniz. Bu etkilerden
dolayı “Magcereb hastalığı” adında uydurma bir hastalık dahi ekleyebilirsiniz.
Zamanınız, karakterleriniz ve olayın geçtiği ortamı
hazırladıysanız sıra geldi konunuza. Şimdiye kadar bir konu seçemediyseniz
romanı gidişine bırakmanız en iyisidir. Ana karakterinizi herhangi bir yerde
herhangi bir işle meşgulken yazarak başlayabilirsiniz. Romanı yazdıkça ve
karakterin başına olup olmadık işler getirdikçe hikâyeniz şekillenecektir. Eğer
kitabı bitirdiğinizde kurgunuz sizi tatmin etmiyorsa üzülmeyin. Unutmayın ki hiçbir
yazarın bütün yazdıkları mükemmel değildir.
Son olarak bitirdiğiniz kitabı defalarca üstünden
geçmelisiniz. Yazdıkça ve üstünden geçtikçe kitabınız daha güzel olacaktır.
Emin olun üstünden onlarca kez geçtiğiniz bir kitap, hiç kontrol edilmeden
yazılmış bir uzmanınkinden çok daha iyi olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder