Bilimkurgu üzerine yapılan RPG (Role Playing Game - Rol Yapma Oyunu) oyunlarının şahıdır. Oynanışı, atmosferi ve yenilikçi sistemleriyle bir efsane olmuştur RPG severlerin gözünde.
İlk Fallout oyunu 1997 yılında piyasaya sürülmüştü. Zamanının ayrıntılı grafikleriyle dönemin oyuncularını bir anda kendisine çekmişti. (Şimdiki donanım ve ekranlarda denenince, yerdeki bir cismi bile ayırt etmek için bir tarafımızı yırtıyoruz.) Ama 1998 yapımı olan, serinin 2. oyunu, oyun dünyasını resmen sarsmıştı. İçeriği, çeşitliliği, özgür dünyası (fazlasıyla özgür) ve aksiyon yapısıyla bir ekol haline gelmişti.
Aradan geçen 10 yılın ardından ise serinin 3. oyununu çıkarmak için Bethesda kolları sıvamıştı. Sıra tabanlı savaş stratejisini değiştirdiği için birçok Fallout hayranı tarafından düşük not alsa da, yeni nesil RPG oyunlarına öncülük etmişti. (Kaldıki 2006 yapımı Elder Scrool IV : Oblivion gibi bir şaheserleri vardı.) Hatta o kadar büyük bir hayran kitlesine ulaşmıştı ki, ardından çıkan 5 eklenti paketi bile milyonlarca satmıştı. Çünkü Fallout ruhunu üç boyutlu olarak nasıl yaşatacaklarını iyi bulmuşlardı.
Özellikle, RPG oyunlarında karakter yaratma ekranı olarak bilinen basit girişin aksine, oyuna bir bebek olarak başladıktan sonra, aradan geçen yıllar ile hem hikayeye adepte olarak hem de karakteri yaratma fikrine bayılmıştım. Oyunun açık arazisi üstünde kısıtlama olmadan istediğiniz yere (hemen hemen her yere) gidebilme imkanınız olması da ayrı bir özgürlük katıyordu. Aksiyon yapısının yanı sıra, Megaton içindeki evinize The Sims oynar gibi eşya almak, bulduğunuz nadir parçaları masanın üstüne dekor olması için koymak gibi şahsi alanınızı oluşturduğunuz bir dünyaydı burası. Hatta "nükleer kıyamet kopsa acaba gerçekten bu kadar özgür mü olacağım" düşüncesini geçirtirdi akıllardan.
İyi ve kötü olmak gibi arada bırakır sizi bazen. (Ne gariptir ki hala kötü olarak oyunu bitirmedim. Hep ak sakallı dede muamelesi gördüm şu oyunda. Sadece bir keresinde sırf merakıma yenilerek Megaton'u havaya uçurmuştum. Onu da hemen geri yükleme yapıp kurtarmıştım kahretsin.) Belki de bu ikilemlerde kaldığınız en ilginç bölüm babanızı bulmak için gittiğiniz Vault 112'de girdiğiniz simulasyon olsa gerek. Betty ismindeki küçük kız şekline bürünmüş adamın bize kötülük yapmak için zorladığı ve karma kaybetmemize neden olan o bölüm. Az küfür etmedim sana küçük kız bil yani. (Tabi bu bölümü de iyi bitirmenin yolu var ancak spoiler vermeyeceğim. Kendiniz bulun derim.)
Günlerce başında kalmamıza neden olan böyle bir oyunun ardından, 2010 yılında Fallout New Vegas çıktı. Sırf Fallout 3 gibi bir oyundan sonra, fazlasıyla merak edilmesi yüzünden bu kadar rağbet gördüğünü düşündüğüm bir oyun oldu kendisi. Elbette çok zevkli ve ayrıntılıydı ama bir o kadar yenilikçi olması için getirilen özellikler bazen can sıkıyordu. Örneğin oyunun birçok farklı bitirme yolu olması ve yolunuzu farklı seçmenizi sağlaması güzel görünüyor. Ama aynı oyunu sırf farklı nasıl biter diye defalarca oynatması can sıkıcı hale geliyordu. Ayrıca size verilen odalarda Megaton'daki ev sıcaklığını bulamadım. Küçüktü ama benimdi o ev. Otel odasında sığıntı hissi vermiyordu.
Bir de kumar oynama özelliği eklenmişti oyuna. Ancak New Vegas gibi bir isim kullanıp, kumar oyunlarının bu kadar can sıkıcı olması biraz tezattı. Aralarında en çok beğendiğim oyun, genelde ticaret kervanlarının sahipleriyle oynanan Caravan olmuştu. Diğer kumar aletleri sizi fazla yalnız hissettiriyordu. Belki rulet oynarken etrafta bir kaç kişinin daha olması gibi küçük ayrıntılar, oyunları biraz daha zevkli hale getirebilirdi.
Her ne olursa olsun Fallout oynanış bakımından aşırı zevkli bir yapımdır. İster stealth kasıp, gizlilikle ilerleyip düşmanlarınızı haklayabilir, isterseniz kas gücüne abanır kafa göz dalarsınız. Sizin taktikleriniz tamamen size kalmış bir oyundur kendisi.
Söylentiye göre Bethesda Fallout 4 üzerine çalışıyormuş. Nasıl birşey çıkacağını bilmiyorum ama dört gözle bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder