21 Şubat 2012 Salı

Bilim Kurgu Tarihi Hakkında

Jonathan Swift
İlk bilimkurgu eserleri olarak 2. yy'da Lucian'ın True History 'si, 1001 Gece Masalları 'ndaki bazı hikâyeler, 10. yy'da The Tale of the Bamboo Cutter, 13. yy'da Ibn al-Nafis 'in Theologus Autodidactus 'u, Cyrano de Bergerac 'ın Voyage de la Terre à la Lune 'u, ve 17. yy'da Des états de la Lune et du Soleil görülmesine rağmen dünyayı kurgu ve hikâyecilik vasıtasıyla anlama konusunda bilimkurgunun öncelleri mitolojiye dayanır. Akıl çağı ve modern bilimin gelişmesini takiben Voltaire 'in Micromégas 'ı, Jonathan Swift 'in Gulliver'in Seyahatleri ve Kepler 'in Somnium 'u ilk gerçek bilimkurgu örneklerindendir. Somnium Carl Sagan ve Isaac Asimov tarafından ilk bilimkurgu hikâyesi olarak gösterilir. Aya yapılan bir yolculuğu ve oradan dünyanın hareketinin nasıl göründüğünü anlatır.


Frankenstein
18. yy'da roman'ın bir edebiyat türü olarak gelişmesini takiben, 19. yy başlarında Mary Shelley 'in kitapları Frankenstein ve The Last Man bilimkurgu roman formunun tanımlanmasına yardımcı olmuştur; ardından Edgar Allan Poe aya seyahat ile ilgili bir hikâye yazmıştır. 19. yy boyunca daha başka örnekler de ortaya çıkmıştır. Elektrik, telgraf ve yeni ulaşım teknolojilerinin doğuşuyla birlikte Jules Verne ve H. G. Wells gibi yazarlar bilimkurgu camiasında yaygın kabul gören yeni bir tür yarattılar. Bu tür 19. yy sonlarında Britanya'da "bilimsel macera" olarak adlandırılıyordu. Edwin Abbott 'un 1884 te yayınladığı Flatland: A Romance of Many Dimensions gibi örneklerle bu tür çeşitlendi. "Bilimsel macera" terimi 20. yy başlarına kadar Olaf Stapledon gibi yazarlarca kullanılmaya devam etti.
Isaac Asimov

20. yy başlarında ortaya çıkan ucuz bilimkurgu dergileri çoğunluğu Amerikalı olan ve Amazing Stories dergisinin kurucusu Hugo Gernsback ten etkilenen yeni bir yazar kuşağının doğmasına yardım etti. 1930'ların sonlarında John W. Campbell'in Astounding Science Fiction dergisinin editörlüğüne gelmesiyle birlikte New York City'de Futurians adıyla anılan, içlerinde Isaac Asimov, Damon Knight, Donald A. Wollheim, Frederik Pohl, James Blish, Judith Merril gibi isimlerin de bulunduğu büyük bir yazar kitlesi oluştu. Bu dönemin diğer tanınmış yazarları Robert A. Heinlein, Arthur C. Clarke, A. E. van Vogt ve Stanislaw Lem dir.Campbell'in Astounding 'in başında bulunduğu dönem bilimkurgu'nun altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemin karakteristik özelliği bilimsel başarılar ve gelişmeyi öven katı bilimkurgu hikâyeleridir. Bu dönem savaş sonrası teknolojik ilerlemelere kadar sürmüştür, sonrasında Pohl'ün yönetimindeki Galaxy gibi dergiler ve yeni bir yazarlar kuşağı Campbell tarzının dışında eserler vermeye başladılar.

1950'lerde Beat kuşağı içinde William S. Burroughs gibi kurgusal yazarlar bulunuyordu. 1960'lar ve 1970'lerin başında Frank Herbert, Samuel R. Delany, Roger Zelazny, Harlan Ellison gibi yazarlar yeni eğilimler, fikirler ve yazı stilleri keşfettiler, bu sırada çoğunluğu Britanyalı bir grup yazar da New Wave olarak adlandırılıyordu. 1970'lerde Larry Niven ve Poul Anderson gibi yazarlar katı bilimkurguyu yeniden tanımlamaya başladılar. Ursula K. Le Guin ve diğerleri de sosyal bilimkurgu tarzına öncülük ettiler.

William Gibson
1980'lerde William Gibson gibi cyberpunk yazarları geleneksel optimizm'den ayrılıp geleneksel bilimkurgu'nun ilerlemesini desteklediler. Star Wars bilimsel doğruluktan daha fazla hikâye ve karakterlere odaklanarak uzay operası tarzına yeni bir ilgi oluşmasına yardımcı oldu. C. J. Cherryh'nin uzaylılar ve komplike bilimsel mücadeleler üzerine detaylı araştırmaları belirli bir yazar gubunu etkiledi. Çevresel sorunlar, küresel ağ ve genişleyen bilgi evreninin etkileri, biyoteknoloji ve nanoteknoloji ile ilgili sorular, Soğuk Savaş'ın ardından kıtlık sonrası toplumlarına oluşan ilgi gibi konular 1990'larda ortaya çıkmış temalardandır; Neal Stephenson'un The Diamond Age adlı eseri bu konuları kapsamlı olarak inceler. Lois McMaster Bujold'un Vorkosigan romanları karakter odaklı hikâyeleri yeniden ön plana çıkardı. Star Trek: The Next Generation adlı televizyon dizisi, içlerinde en çok tutulanı Babylon 5 olan bir bilimkurgu dizileri furyası başlattı. Hızlı teknolojik ilerlemenin yarattığı kaygılar ilk kez Vernor Vinge'in romanı Marooned in Realtime ile popüler olan teknolojik yalnızlık kavramı etrafında şekillendi ve diğer yazarlarca da kullanıldı.

Kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_kurgu#Tarih.C3.A7e

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...