Jonathan Swift |
İlk
bilimkurgu eserleri olarak 2. yy'da Lucian'ın True History
'si, 1001 Gece Masalları 'ndaki bazı hikâyeler, 10.
yy'da The Tale of the Bamboo Cutter, 13. yy'da Ibn al-Nafis 'in Theologus
Autodidactus 'u, Cyrano de Bergerac 'ın Voyage de la Terre
à la Lune 'u, ve 17. yy'da Des états de la Lune et du Soleil
görülmesine rağmen dünyayı kurgu ve hikâyecilik vasıtasıyla anlama konusunda
bilimkurgunun öncelleri mitolojiye dayanır. Akıl çağı ve modern bilimin
gelişmesini takiben Voltaire 'in Micromégas 'ı, Jonathan Swift 'in Gulliver'in
Seyahatleri ve
Kepler 'in Somnium 'u ilk gerçek bilimkurgu
örneklerindendir. Somnium Carl Sagan ve Isaac Asimov tarafından ilk bilimkurgu hikâyesi olarak
gösterilir. Aya yapılan bir yolculuğu ve oradan dünyanın hareketinin nasıl
göründüğünü anlatır.
Frankenstein |
18.
yy'da roman'ın bir edebiyat türü olarak gelişmesini takiben, 19. yy
başlarında Mary Shelley 'in kitapları Frankenstein ve The Last Man bilimkurgu roman
formunun tanımlanmasına yardımcı olmuştur; ardından Edgar Allan Poe aya seyahat ile ilgili bir hikâye yazmıştır.
19. yy boyunca daha başka örnekler de ortaya çıkmıştır. Elektrik, telgraf ve yeni ulaşım teknolojilerinin doğuşuyla
birlikte Jules Verne ve H. G. Wells gibi yazarlar bilimkurgu camiasında yaygın
kabul gören yeni bir tür yarattılar. Bu tür 19. yy sonlarında Britanya'da
"bilimsel macera" olarak adlandırılıyordu. Edwin Abbott 'un 1884 te
yayınladığı Flatland: A Romance of Many Dimensions gibi örneklerle bu
tür çeşitlendi. "Bilimsel macera" terimi 20. yy başlarına kadar Olaf
Stapledon gibi yazarlarca kullanılmaya devam etti.
Isaac Asimov |
20.
yy başlarında ortaya çıkan ucuz bilimkurgu dergileri çoğunluğu Amerikalı olan
ve Amazing Stories dergisinin kurucusu Hugo Gernsback ten etkilenen yeni
bir yazar kuşağının doğmasına yardım etti. 1930'ların sonlarında John W.
Campbell'in Astounding Science Fiction dergisinin editörlüğüne
gelmesiyle birlikte New York City'de Futurians adıyla anılan, içlerinde Isaac Asimov, Damon Knight, Donald A. Wollheim, Frederik
Pohl, James Blish, Judith Merril gibi isimlerin de bulunduğu büyük bir yazar
kitlesi oluştu. Bu dönemin diğer tanınmış yazarları Robert A. Heinlein, Arthur C. Clarke, A. E. van Vogt ve Stanislaw Lem dir.Campbell'in Astounding 'in
başında bulunduğu dönem bilimkurgu'nun altın çağı olarak kabul edilir. Bu
dönemin karakteristik özelliği bilimsel başarılar ve gelişmeyi öven katı
bilimkurgu hikâyeleridir. Bu dönem savaş sonrası teknolojik ilerlemelere kadar
sürmüştür, sonrasında Pohl'ün yönetimindeki Galaxy gibi dergiler ve yeni
bir yazarlar kuşağı Campbell tarzının dışında eserler vermeye başladılar.
1950'lerde
Beat kuşağı içinde William S. Burroughs gibi kurgusal yazarlar
bulunuyordu. 1960'lar ve 1970'lerin başında Frank Herbert, Samuel R. Delany, Roger Zelazny, Harlan Ellison gibi yazarlar yeni
eğilimler, fikirler ve yazı stilleri keşfettiler, bu sırada çoğunluğu
Britanyalı bir grup yazar da New Wave olarak adlandırılıyordu.
1970'lerde Larry Niven ve Poul Anderson gibi
yazarlar katı bilimkurguyu yeniden tanımlamaya başladılar. Ursula K. Le Guin ve diğerleri de sosyal bilimkurgu tarzına
öncülük ettiler.
William Gibson |
1980'lerde
William Gibson gibi cyberpunk yazarları
geleneksel optimizm'den ayrılıp geleneksel
bilimkurgu'nun ilerlemesini desteklediler. Star
Wars
bilimsel doğruluktan daha fazla hikâye ve karakterlere odaklanarak uzay
operası tarzına yeni bir ilgi oluşmasına yardımcı oldu. C. J. Cherryh'nin uzaylılar ve komplike bilimsel mücadeleler üzerine
detaylı araştırmaları belirli bir yazar gubunu etkiledi. Çevresel sorunlar,
küresel ağ ve genişleyen bilgi evreninin etkileri, biyoteknoloji ve nanoteknoloji ile ilgili sorular, Soğuk Savaş'ın ardından kıtlık sonrası toplumlarına
oluşan ilgi gibi konular 1990'larda ortaya çıkmış temalardandır; Neal
Stephenson'un The Diamond Age adlı eseri bu konuları kapsamlı olarak
inceler. Lois McMaster Bujold'un Vorkosigan romanları karakter odaklı
hikâyeleri yeniden ön plana çıkardı. Star Trek: The Next Generation adlı
televizyon dizisi, içlerinde en çok tutulanı Babylon 5 olan bir
bilimkurgu dizileri furyası başlattı. Hızlı teknolojik ilerlemenin yarattığı kaygılar
ilk kez Vernor Vinge'in romanı Marooned in Realtime ile popüler olan teknolojik
yalnızlık kavramı etrafında şekillendi ve diğer yazarlarca da kullanıldı.
Kaynak
: http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim_kurgu#Tarih.C3.A7e
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder