Fantastik kurgu olarak çekilen ilk filmler Georges Méliès’in
The Infernal Boiling Pot (1903) ile
Jules Verne’nin Voyage à travers
l'impossible adlı romanından uyarlanan The
Impossible Voyage’tır. (1904) Her
iki filmi de Georges Méliès yönetmiştir.
1980’lerden sonra göze çarpan en iyi fantastik altyapısı olan
filmlere kısaca bir göz atalım:
Unutulmaz bir seridir Hayalet Avcıları. Her yaştan insanın
kesinlikle izlemesi gereken bir filmdir. Müzikleri ve eğlenceli yapısıyla
gönülleri fethetmiştir. Filmin en ilgi çekici karakteri ise “Stay Puft
Marshmallow Man” olarak tanımladıkları denizci kıyafetli dev hayalettir
sanırım. Serinin üçüncü filminin 2012’de çıkacağına dair bir söylenti var.
Bakalım eski tadını verebilecek mi?
Gremlins – Gremlinler : (1984 – 1990)
Kafalarına su dökmez ve gece yarısından sonra beslemezseniz
dünyanın en şirin evcil hayvanlarıdır. Ama ne zaman gece yarısından sonra yemek
yerler, işte o zaman korkulu rüyalarınıza dönüşürler. Kısmen eğlenceli bazen
ürkütücü tarafıyla Gremlinler, sinemanın en çok bahsi geçen fantastik yaratıklarından
biri olmuşlardır.
The Neverending Story – Hiç Bitmeyen Hikâye : (1984 – 1990
–1994)
Birçok kitap sizi, okurken anlattığı diyardaymışsınız
hissine kaptırır. Ama sadece bir kitap sizi gerçekten o diyara sokar. (Bazen de
Inkheart’daki gibi, kitapları gerçek
hayata getirir.)Hiç Bitmeyen Hikâye’nin Alice
Harikalar Diyarında tadında bir macerası vardır. (Alakasız olacak ama başkarakter
Atreyu’nun adını alan bir metal gurubu bile vardır ki en sevdiğim
guruplardandır.) Hele o uçan köpek yok mu, o köpekten bu filmi izleyen her çocuk
isterdi sanırım. (Avatar adlı çizgi filmde bu köpeğin aynısını kullanmış
olsalar da ben özellikle bu filmdekini isterdim açıkçası)
Sinemada fantastik kurgu denilince akla gelecek ilk isimdir
belki de Tim Burton (Charlie and the
Chocolate Factory, Alice in
Wonderland, Big Fish, Edward Scissorhands…) ve onun en ünlü
eseri Beter Böcek. Eğer onun ismini üç kez söylerseniz gerçek hayata gelir. Ama
Şeker Adamın aksine çok eğlenceli bir yapısı vardır. Her izleyenin kesinlikle,
üç kez ismini telaffuz edip gerçeğe gelmesini hayal ettiğine emin olduğum,
çirkin ama sempatik kişiliktir. Doğaüstü güçlerini serserilik ve şamata için
kullanan bu yaratıktan her eve bir adet lazım olduğuna inanıyorum.
(Shake, shake, shake, Señora, shake your body line
Shake, shake, shake, Señora, shake it all the time)
Shake, shake, shake, Señora, shake it all the time)
Who Framed Roger Rabbit – Masum Sanık Roger Rabbit : (1988)
Gerçek ve çizgi film karakterlerin bir arada var olduğu,
çizgi filmlerin de stüdyolarda çekildiği fantastik bir dünyada, katil olduğu
iftirası atılan Roger’ın komik filmi her izleyeni neşelendirmiştir. Roger
suçsuzluğunu ispat etmesi için dedektif Eddie’ye (Bob Hoskins) sığınır. Her ne
kadar çizgi karakterler ölümsüz olsa bile, onları öldüren bir katilin de
ortalıkta gezmesi, hem Roger, hem de ona yardım eden Eddie’nin başını belaya
sokar.
Neden fantastik kurgulardaki süper kahramanlar sempatik
oluyor da, bilim kurgu tabanlı süper kahramanlar fazla ciddi takılıyor
anlamadım. İşte bir diğer sempatik kahramanımız ise maskedir. Onun sınır
tanımayan güçlerini görünce gayet normal karşılayan (veya gerektiği kadar
şaşırmayan) bir şehirde istediği gibi eğlenmenin derdine düşmüş bir karakterdir
maske. (ve ilk filmde Cameron Diaz’ın fiziğine hayran kalmamıştım dersem yalan
olur. Fantastik bir filmde fantastik bir kadın diye buna denir.)
Jumanji – Jumanji : (1995)
Jumanji bir oyun değil, hayat
savaşı verilen bir mücadeledir. Attığınız zar sizi hiç beklenmedik zor bir
duruma sokabilir. Oyunu oynamaya devam ettikçe işler içinden çıkılmaz hale
gelir. Ama bitirmek için zarları yuvarlamaya devam etmeniz gerekmektedir. Yoksa
bir arkadaşınızı, yanlış bir zar yüzünden yutan Jumanji’nin içinden
kurtaramazsınız. Dönemin en güzel ve sürükleyici filmi Jumanji, her yaştan
hayran kitlesiyle en çok sevilen fantastik filmlerden biri olmuştur.
Oynarken birçok farklı karaktere sokup hayal gücümüzle
yaşattığımız oyuncakların aslında gerçekten canlı olduklarını gösteren bir
animasyon Oyuncak Hikâyesi. Hatta onların hayatı o kadar canlıdır ki,
birbirlerini korumak için girdikleri maceralarda izleyenleri yerlerine çiviler.
Özellikle üçüncü filmin final sahnesindeki aşırı duygusallık yüzünden tüm
izleyenlerin kursağını düğümleyen animasyon, çıktığı yıl imdb sıralamasında ilk
sıralara yükselmişti. Bu arada serinin dördüncü filminin yapıldığına dair
söylentiler mevcut. (Shrek, Monsters Inc, Ice Age gibi birçok güzel animasyon var
ama oyuncak hikâyesi kendi alanında ilk ve duygusallık anlamında tektir.)
Blade – Bıçağın İki Yüzü : (1998 – 2002 – 2004)
İyilik için savaşan vampirlerin en karizmatiği. İyice
saçmalayıp piknik yapmaya çıkan günümüz vampir hikâyeleri ile gerçek vampirler
arasındaki geçişi sağlayan filmlerden biridir. (Diğeri de Vampirle Randevu olsa
gerek.) Vampirlere sempati beslememizi sağlayan bir yapım oldu Blade. Gündüz
yürüyen tek yarı vampir olan Blade, kendi cinslerinin kökünü kurutmak için ant
içmiştir.
The Green Mile – Yeşil Yol : (1999)
Fantastik romanları çok
bilinmese de Stephen King bu konuda uzman sayılır. Bunun en güzel örneği Yeşil
Yol olarak gösterilebilir. Kahve markası gibi ismi olan John Coffey’in
insanüstü güçleri ona acı vermektedir. Bunun farkına varan insaflı gardiyanlar,
onun özgür kalması için, onun sunduğu çareyi kabul ederler filmin sonunda.
Salya sümük ağlamanıza neden olacak nadir filmlerdendir Yeşil Yol.
J.R.R. Tolkien’in en çok bilinen
fantastik roman serisinden uyarlanan filmin fanatikleri tezat şekilde
kitabınkinden daha çoktur. Çünkü film sinemada ele alınan fantastik dünyanın nasıl olması gerektiğini göstermiştir. Fantastik
kurgu dalında yepyeni bir sayfa açmıştır sinema tarihinde Yüzüklerin Efendisi. Onun
için kurulan localar oldu hatta. Sinemanın, kitap kültürüne nasıl katkı
sağlayacağını da öğretmiştir bize. Onun sayesinde birçok izleyici Tolkien’i
tanımıştır. Bütün değerli yazarların bu şekilde anılmasını diliyoruz.
Pirates of the Caribbean – Karayip Korsanları : (2003 – 2006
– 2007 – 2011)
Kötü olarak bildiğimiz
kitlelerin iyi olarak anlatıldığı filmleri çok seviyor olmalıyız ki, Karayip
Korsanlarında iyice sempatik hale getirilen korsanlara karşı büyük ilgi
gösterdik. Denizin ortasında bazen amaçların peşinde bazen amaçsızca yol alan korsanların
hareketli dünyası izleyen herkesi etkilemişti sanırım. Bu ilgi sayesinde de
kolay kolay sonra ermeyecek bir seriye dönüşmüştür artık Karayip Korsanları.
A Cristmas Carol –
Bir Yılbaşı Şarkısı : (… - 2009 - …)
Yılbaşı akşamı huysuz ve cimri Scrooge’a ders vermek için
gelen üç hayalet (geçmiş, şimdi ve geleceğin hayaletleri) onun hayatını
değiştirir. Amerikan kültürünün en çok bilinen bu hikâyesi defalarca filme
uyarlandı. Ama aralarında en çok isim yapanı, animasyon tarzı, Jim Carrey’nin
seslendirdiği ve 2009’da sinemalarda gösterime girenidir. (Aslında 2004 yapımı
televizyon filmi olarak yapılan müzikal versiyonu da gayet güzeldir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder